CARGİLL’DEN ŞEKER KURUMU YANITI: “EN UFAK ETKİMİZ SÖZ KONUSU OLAMAZ”

0
1671

Şeker Kurumu’nun kapatılması sonrası şeker kotalarının durumu merak ediliyor. Aydınlık gazetesi konu ile soruları hedefteki Cargill’e yöneltti!

* Şeker Kurumu’nun kapatılması bazı yorumlarda öne sürüldüğü gibi Cargill’in çabasıyla mı olmuştur?

Kurumun kapanmasında Cargill’in en ufak bir etkisi söz konusu olamaz. Biz, kamu kuruluşlarının kararları üzerinde en küçük bir inisiyatif sahibi değiliz, olamayız. Bu tür haberler asılsız hatta maksatlı haberlerdir. Devletin herhangi bir kurumunu, özel sektör istedi diye kapatması mümkün değildir.

KOTALAR BEKLENİYOR

* Şeker Kurumu’nun kapatılması sonrası kotaların dağıtılması nasıl gerçekleşmiştir?

Tüm şeker sektörü, 2016-2017 pazarlama yılının bitmesiyle bir süre şeker kotalarının belli olmamasından dolayı belirsizlik yaşadı. Arkasından Tarım Bakanlığı’nın hızlı karar verme mekanizması ile bu pazarlama yılının da kotaları belirlendi. Şimdi önümüzdeki pazarlama yılının kotalarının açıklanması beklenmektedir.

Cargill’in, şartlar neyi gerektirirse gerektirsin kanun ve kurallara yüzde 100 uyma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu noktada yaşadığımız belirsizlik döneminde ilgili kamu ve hukuk birimlerine danıştıktan sonra üretim planımızı belirledik. Danıştığımız tüm hukukçular 4634 Sayılı Şeker Kanunu’nun geçerli olduğunu ve bizlerin “basiretli tüccar” olarak bir önceki yılın kota miktarıyla ilerlememizin doğru olacağını söylediler. Biz de bu bağlamda yeni kota yılına önceki yılın kota miktarıyla başladık. Zaten akabinde hükümetimiz de 696 sayılı KHK ile gerekli düzenlemeleri yaparak, şeker piyasasının çalışmaya başlamasını sağladı.

UYGULAYAN TEK ÜLKEYİZ

* Nişasta bazlı şeker (NBŞ) üreticilerinin kotalar konusunda talepleri nelerdir?

Biz Türkiye’de etkin, rekabetçi bir şeker piyasasının oluşturulması gerektiğine inanıyoruz. Serbest rekabet ortamının sağlanmasıyla ekonomik öngörülebilirliğin artırılmasının, hem sektöre hem de doğrudan ve dolaylı bir şekilde şekeri girdi olarak kullanan tüm sektörlere rekabet gücü ve üretim artışı bazında olumlu katkılar yapacağını düşünüyoruz. Üretimde kota uygulaması sektörün potansiyelinin ancak çok azını kullanmasına neden olmaktadır. Oysa Avrupa Birliği’nin bu alandaki kotaları 2017 Ekim ayı itibarıyla kaldırmasıyla birlikte, Türkiye, şu anda dünyada nişasta bazlı şekerde kota uygulayan, serbest piyasa kurallarını uygulamayan tek ülke konumunda kalmıştır.

Uygulanan kota sonucu Türk insanı dünyada en pahalı şekeri yemek zorunda kalıyor. Ayrıca kota kayıt dışı üretime neden olurken, ülkemiz yıllık ortalama 300 milyon TL vergi kaybına uğruyor. Bunların yanı sıra verimsiz bir şekilde çalışan şeker fabrikaları, nişasta bazlı şeker üzerindeki kotaların oluşturduğu baskılar ile rekabet üstünlüğü yakalamaya çalışmaktadır. Yalnız şeker piyasasının serbestleşmesi zaman alacağından şu anki sistemin sağlıklı ve adil çalışması oldukça önemli.

* NBŞ kotasının artırılması, iddia edildiği gibi geçen süreçte pancar üretiminin azalmasına neden olmuş mudur?

Kotaların artmasının pancar üretimini azalttığı, bilgi kirliliği dışında bir şey değildir. Şeker Kanunu’nun yürürlüğe konulduğu günden bu yana ortalama üretilen pancar şekeri miktarı yaklaşık yıllık 2.5 milyon tonu bulmaktadır. Bunun yanı sıra üretilen nişasta bazlı şeker miktarı ise yıllık yaklaşık 245 bin tondur. Oranlara bakılırsa milyon tona karşılık bin tonlar söz konusu. Zaten kanun ile korunan pancar şekeri artarak üretilmekte, nişasta bazlı şeker ise kota yüzünden talep ve potansiyelin altında üretilmektedir.

Diğer taraftan Türkiye’de nişasta bazlı şekerleri girdi olarak kullanan hizmetler ve sanayi alt sektörlerinde yıllık ortalama reel büyüme oranı yüzde 5.4 iken nişasta bazlı şeker sektörü genel olarak sabit kalan bir kota ile çalışmaktadır. Bu da hem verimliliği hem de maliyetleri artırmaktadır. Ayrıca kayıt dışı ekonomiye de neden olmaktadır.

 

https://www.aydinlik.com.tr’den alınmıştır.