Yerli Buğdayda Üretim Üç Yılda 400 Tonu Aştı

0
886
EBD_Sorgul_Hasat_1

İlk yıl 102 dönüm arazide 20 ton hasadın elde edildiği projede bu yıl bin 400 dönümde 400 tondan fazla Sorgül buğdayı elde edildi


Mezopotamya’nın en eski buğdayı olan Sorgül’ün yeniden canlandırılması için 2017’de başlatılan “Yaşayan Toprak Yerel Tohum” projesi kapsamında bu yıl üçüncü kez hasat gerçekleşti. İlk yıl 102 dönüm arazide 20 ton hasadın elde edildiği projede bu yıl bin 400 dönümde 400 tondan fazla Sorgül buğdayı elde edildi. 17 çiftçinin gönüllü olduğu projeyi yürüten dünyaca ünlü şef Ebru Baybara Demir, “Tarım girdi maliyetlerini düşürerek, içinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte çiftçilerimizle üretmeye devam ediyoruz. Ekim zamanında daha fazla çiftçi ile yolumuza devam edeceğiz” dedi

Yerli tohum kullanımı çabalarında bir aşama daha kaydedildi. 2 tonla başlayan yerli buğday Sorgül’ün çoğaltma projesinde üç yılda 400 ton barajı da aşıldı. Mardin’de “Topraktan Tabağa: Yaşayan Toprak, Yerel Tohum Projesi” kapsamında ekilen, Mezopotamya’nın en eski buğday tohumlarından biri olarak bilinen “Sorgül“ün üçüncü kez hasadı gerçekleşti. 2017 yılında 2 ton Sorgül buğdayının ekimiyle başlayan projenin ilk yılında 35’i mülteci olmak üzere 70 kadın yer almış, 102 dönüm arazide 20 ton rekolte elde edilmişti. Bu yıl üçüncüsü gerçekleşen hasatta ise 17 gönüllü çiftinin bin 400 dönümlük arazisinde yapılan ekimde rekolte 400 tonu aştı. Projede 310 kadın çiftçi ve 24 kadın mühendis istihdam edildi.

Sorgül Hasadı

Susuz tarım maliyetleri de düşürüyor

Her yıl hasat şenliği kapsamında, halkın da yoğun katılımı ile gerçekleşen Sorgül buğdayı hasadı, bu yıl koronavirüs önlemleri nedeniyle projenin yürütücüsü Ebru Baybara Demir ve çiftçi kadınların katılımı ile gerçekleşti. Her geçen gün büyüyen üretim ile sürdürülebilir bir ekosistem sağladıklarını söyleyen Şef Ebru Baybara Demir, “Yerel tohumlarla doğaya, insana saygılı tarımın mümkün olabileceğini, susuz tarımın su kaynaklarını korumada ve tarım girdi maliyetlerini azaltmada ne kadar önemli olduğunu Sorgül buğdayı ile deneyimlemeye devam ediyoruz” dedi.

“Hayatın devamı için tarımın önemini anladık”

Hasatta proje hakkında bilgi veren Demir açıklamalarına şu sözlerle devam etti: “2017 yılında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile başladığımız projemize AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı’nın destekleriyle devam ediyoruz. Şükran Ekonomik Tarımsal Kalkınmayı ve Sosyal Gelişimi Destekleme Derneği olarak yürüttüğümüz projede amacımız her türlü doğa koşuluna ve hastalıklara dayanıklı olan bu tohumları ekerek, kuraklık başta olmak üzere bizi bekleyen tehlikelere karşı önlem almanın önemini göstermekti. Projemizde toprağın korunması, iyi tarım uygulamaları, yerel tohumların bulunması, çoğaltılması ve gelecek nesillere aktarılması için bölgedeki toprak sahipleri, iyi tarım uygulamalarını deneyimleyerek projeye destek vermeye devam ediyor. 2017 yılında tek arazide başladığımız ekimlerimizde şu anda 17 çiftçi arazilerinde gönüllü olarak Sorgül ekimini gerçekleştiriyor. Alınan olumlu sonuçlarla Sorgül ekmek isteyen çiftçi sayısında da artış yaşanıyor.”

“2017 yılında 102 dönümde 20 ton rekolte ile başladığımız yolculuğumuz 3 yıl içerisinde bin 400 dönüm araziye ulaştı ve rekolte 400 tonu aştı. Projemizde geleneksel tarım yönetmeleriyle başladığımız ekimde bir yandan yerel tohumların korunmasını sağlarken, bir yandan da kadın istihdamını arttırmaya çalışıyoruz. Kültürel bilgi ve becerinin gücüyle başlatmış olduğumuz entegrasyon sürecinde Suriyeli mülteci kadınların bize öğretmiş olduğu geleneksel tarım tekniklerinden de faydalandık. Bu yıl da elde ettiğimiz buğdayı tohumluk olarak sağlayıp yeniden ekimini gerçekleştireceğiz.”

“Koronavirüs sürecinde kadınlar üretmeye devam etti”

“Bu projede tohum ve toprağımıza sahip çıktığımız kadar topraktan düzenli gelir etmeye başlayan kadınlarımızla geleceğimizi de güçlendiriyoruz. Özellikle salgın döneminde Mardin’de üretimin durduğu bu süreçte kadınlarımız tarlada çalışmaya ve üretmeye devam ederek istihdamlarını korudular. Bu kapsamda Atalık tohumları konusundaki vizyonuyla bize her daim yol gösteren Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi’ye, kadın istihdamı konusunda tüm imkanlarını seferber eden Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a ve İzmir ve Mardin’de özellikle kadın istihdamı ve tarımın geliştirilmesi konusunda projelere liderlik eden AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı’ya sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum” dedi.

13 bin yıllık tohum

Hasat sırasında Sorgül buğdayı hakkında bilgi de veren Şef Demir,

Anadolu’da tarihi 13 bin yıl öncesine dayandığı bilinen buğday tarımının anavatanı Mezopotamya’dır. Sorgül ise Mezopotamya ovasında yetişen, bilinen en eski buğday türü. Adını kehribar sarısından kırmızıyı yansıtan renginden alan Sorgül; tane yapısı camsı, kırmızıya dönen sarı renkte, mükemmel bir koku ve aromaya sahip. 140 cm’e ulaşan boyu ile yüksek saman verimine de sahip Sorgül’ün kimyasal gübreye ve sulamaya tepkisi de düşük. Kök yapısı derin ve kuvvetli olduğu için yağışa dayalı şartlarda ve organik yetiştirilmeye uygun olan Sorgü;, gelecekte kuraklık tehlikesine karşı susuz tarıma da elverişlidir” dedi.

“Pandemi sürecinde tarımın, tohumun ve gıdanın önemini bir kez daha anladık”

Koronavirüs önlemleri kapsamında bu yıl hasat şenliğine katılamayan AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı ise şunları söyledi:

Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Mardin’de yürütülen, Türkiye’nin en geniş kapsamlı yerel tohum projesinde Mezopotamya’nın en eski buğdayı olan Sorgül’ü üç yıl önce yerel dinamiklerle birlikte yeniden canlandırdık. Bütün dünya ve Türkiye’nin içerisinde bulunduğu koronavirüs salgını dolayısıyla hasat şenliğinde birlikte olamadık. Ama üreten çiftçi kadınlarımız koronavirüse rağmen üretmeye devam ettiler. Geldiğimiz noktada rekoltede 400 ton barajının aşılması kadınlarımızın inancının, birlikteliğinin ve azminin sonucudur.

Pandemi süreci tarımın, toprağın ve gıdanın önemini dünyada olduğu kadar Türkiye’de de bir kez daha göstermiştir. Başta Atalık tohumları konusundaki vizyonuyla projede bize yol gösteren Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’ye, kadınların istihdamı konusunda da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a teşekkürlerimi sunuyorum. İnşallah başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan nezdinde hükümetimizin tarıma olan desteğinin artarak devam edeceğini söyleyebilirim. Yaşayan Toprak Yerel Tohum projesi, Türkiye’deki ve dünyadaki uygulamalara bir model oluştururken ölçülebilir sonuçları ve elde ettiği başarılarıyla, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası örgütlerin doğru projede bir araya gelmesinin toplumun sürdürülebilir kalkınmasına sağladığı faydanın da en önemli kanıtıdır. Projenin devamı ve kadın çiftçilerimizin başarısının sürdürülebilir olması için desteğimiz artarak devam edecektir.”