Kırmızı et tüketmenin, fiyat etiketine dahil edilmeyen bir maliyeti daha var. Yeni bir araştırma, bunu hesapladı…
Özellikle batılı ülkelerde tüketilen yüksek miktarda kırmızı etin sera gazı etkileri oldukça yüksek. Yapılan bir araştırmaya göre sera gazı etkisinin maliyeti de fiyata yansıtılsa, bugünkü fiyatların 2.5 katına çıkması gerekiyor.
Araştırmadan elde edilen sonuçlar Nature Communications dergisinde yayınlandı.
Araştırmacılar “Bu harici maliyetlerin gıda fiyatlarına dahil edilmemesi ve telafi ödemelerinin eksikliği, piyasa fiyatlarının bozulmasına ve tüm toplumun refahında gerilemeye neden oluyor” ifadelerini kullandı.
Neoklasik ekonomistler bu duruma piyasa başarısızlığı diyor. Bireysel finansal kararların, genel refahta düşüşe yol açması durumu bu şekilde tanımlanıyor.
Geçtiğimiz yıl tüm dünyadaki gizli gıda maliyetinin 12 trilyon dolar civarında olduğu, bu maliyetin 2050’de 16 trilyon dolara çıkacağı hesap ediliyor.
Uzmanlara göre et ürünlerinin gerçek maliyetini dengelemezsek, gelecek nesiller ve doğal kaynaklar bu farkı ödemek durumunda kalacak.
Çözüm nerede?
Daha iyi yasal düzenlemeler, gıda vergileri ve karbon kirleticilerine verilecek cezalar, talebi düşürmek ve zararı dengelemek için faydalı olabilir. Ancak neden olunan emisyonların ve sosyal ve çevresel etkilerinin gerçek maliyetini hesaplamak, hızla değişen bir dünyada oldukça zor.
Alman araştırmacılar, bazı hayvansal ve bitkisel gıda ürününün neden olduğu emisyonların para olarak karşılığını hesaplamaya çalıştı.
Fiyat etiketine dahil edilmeyen iklim maliyetinin en yüksek olduğu ürünler geleneksel ve organik hayvansal gıdalar, özellikle de et olarak belirlendi.
Süt ürünleri etten biraz daha düşük maliyete sahip. İklim etkisinin dahil edildiği hesaplamalara göre süt ve yumurta gibi hayvansal gıdalar şu andakinin 2 katı fiyata satılmalı.
Öte yandan bitkisel ürünler karbon kirliliği açısından çok daha iyi. Çalışmaya göre özellikle organik meyve ve sebzeler, mevcut fiyatlarının yalnızca %6 fazlasına satılmalı.
Kaynak : www.gidahatti.com
